![]() |
![]() |
||||
Bunalımsal (4) Duyurusal (11) Dökümanlarım (3) Hede Hödö (27) Komik Mevzular (11) Müziksel (27) Netsel Olaylar (21) Ot Mok (25) Sevgisel (15) Sinirsel (10) Siyasi (3) blogger.top10 Herşey Sende Saklı.. (6190) aşık oldummm (5877) kadınlar cadıdır! (5336) çirkinördek v2 (4972) fenerbahçem benim.. (4944) adi insanlar (4905) galeri (4854) aşk!? (4719) yanıodu walla.. (4668) kodsal dünya (4443) linkler hastablog hosting magazin t-infection yönetim paneli |
neler oluyor ? | Kategori: Hede Hödö Yazılma: 13.08.2007 | Okunma: 1918 | Yorumlanma: 2 sürekli değişiyor hayat.. sürekli en iyiyi, en güzeli hayal ediyoruz ama hiç olmuyor, sürekli birşeyler değişiyor.. hayat herkesi farklı biyerlere sürüklüyor.. kimisi şanslı, mutlu oluyor sürüklendiği yerde, kimisi mutsuz.. o kadar çok şey değişti ki hayatımda, bir liste yapayım dedim.. bahsetmediğim o kadar çok şey varki, aklıma gelmeyen, bu ufak liste iş görecek şimdilik.. 4 yıl öncesine geri gidelim. lise 3'ün başı, planda itü gemi makineleri mühendisliğini kazanmak var. ilk deneme sınav sonuçlarım bu bölümü kazanabileceğimi gösteriyor bana. ben de buna göre hayatımı planlıyorum. "bir sefer 6 ay kadar sürüyor, iyi de maaş veriyorlar, zaten evlenmeyi düşünmüyorum, bol bol para biriktirir sonra yeterli param olunca işten ayrılır rahatça yaşarım". ilk plan buydu 4 yıl önce. 3 yıl önce, yani lise 3'ün sonunda, düşündüğümden daha düşük bir puan almıştım. yine de gemi makineleri mühendisliğini en başa yazmıştım bir umutla. sonra da, "küçük bir şehirde sakin sakin bir mühendislik okuyayım" düşüncesiyle küçük şehirlerdeki mühendislikleri yazmıştım. çıka çıka da malatya çıktı. niye yazdım, hangi mantıkla bir doğu ili yazdım bilmiyorum ama, benim gibi olmayan, benimle aynı şeylere ilgi duymayan, birlikte vakit geçiremeyeceğim insanlarla yaşamak durumunda kaldım. senenin başında bi gazla "bitiririm" dedikten sonra, ilk dönemin sonunda bunalıma giriyordum yalnızlıktan. bu da okulu bırakmama sebep oldu. okulu bıraktığımda öss'de 30 puan düşeceğinden, bir sonraki seneyi planlamaya başlamıştım. php olayında da başarılı olduğum için de, planım "bir üniversite okurum, diplomayı alınca php işimi yaparım" idi. fakat bu 1,5 sene sonraki öss sınavına bağlı bir olaydı, o yüzden bu 1,5 seneyi en iyi nasıl değerlendirebilirim onu düşünmeye başlamıştım. php'yi geliştirerek boş 1,5 yılım da varken daha iyi bir noktaya geleyim dedim. bunu yapmaya başlamışken, kuzenimin "sana iş buldum" haberiyle istanbul'a gittim ve bir mimarlık bürosunda sadece php coder olarak işe alınmama rağmen tasarım + php kod için çalıştırılmaya başladım. tam bu sıralarda da hayatıma yeni birisi giriyordu. evim istanbulda değil, sonuçta bir çok masraf oluyor. çalışmaya başladıktan sonra masraflarımı kredi kartıyla karşılayıp, ne de olsa ilk maaşımla öderim düşüncesiyle harcama yapmaya başladım. php coder olarak işe alınıp tasarımcı olarak çalıştırılınca da fazla dayanamadım ve bana verilen ilk işi başarılı bir şekilde tamamlayıp 15 gün çalıştıktan sonra boğazıma kadar borca batmış bir haldeyken 100ytl ücret verildi. bir de işten ayrıldığım için birlikte olduğum insan hariç insanlar bana yüklenmeye başladı, bi bok bilmeden, hiç anlamaya çalışmadan sadece suçlandım. bir de borcun içinde olunca, iyiden iyiye bir çöküşe girdim. bir de, işi bırakmam, istanbuldan ayrılıyor olmam demekti, bu da hayatıma yeni giren ve deliler gibi aşık olduğum insandan uzakta kalacağım anlamına geliyordu. güzel umutlarla gittiğim istanbuldaki iş tam bir hayal kırıklığı oldu ve beni iyice büyük bir batağa çekti. kütahya'ya döndükten sonraki plan gayet basitti, zıçtığını temizle. ben de ücret karşılığı php script kodlamaya başladım başkalarına. çünkü zıçtığımı temizlemek hiç kolay olmayacaktı, 15 günlük emeğimin karşılığını 100ytl olarak görüp benim yol paramı bile karşılamayan bir ödeme yapılınca neye uğradığımı şaşırmıştım. bir yandan uzak mesafeli bir ilişkiyi yürütmeye çalışıyordum, bir yandan istanbula gidiş geliş masraflarını karşılayacak parayı kazanmaya çalışıyordum, bir yandan da borç ödemeye çalışıyordum. daha sonra bir şekilde evin reisi olacak insan evi terketme girişiminde bulundu. evde aç kalma tehlikesiyle karşı karşıyaydım, bir de ev geçindirme çabası işin içine girecekti, borçlarımı bile zar zor öderken. tek yapılabilecek şey de arabamızı satmaktı. bu noktada bir arkadaşla bir fikir geldi aklımıza, cafe açmak. bunun için birkaç şey araştırmaya başladık, fakat daha sonra arabayı satıp sermaye yapacağım ortam yürümezse hem daha çok borca batacağım, hem de elimdeki son mal olan arabadan olacağım için vazgeçtim. arkadaşım da saolsun çok anlayış göstererek benimle bir daha konuşmadı. daha sonra aile reisi şahsiyet eve dönme kararı aldı. kırgınlık süresi geçtikten sonra muhtaciyetten ötürü kabullenme süreci başladı. bu şekilde de bir süre idare ettikten sonra, annemin milletvekili adaylığı gündeme geldi. kiralanan yavşak proje/istatistik sorumlusu adam "en az 15000 oyunuz var" diyordu. o kadar para almasına rağmen bir bok yapmadı. sonuç: 133 oy alındı ve milletvekilliğiyle ilgili bütün hayaller suya düştü, üstüne üstlük yapılan bütün harcamalar bizi daha da batağa çekti ve girilen durumdan çıkmak daha da zorlaştı. öss sonucu geldikten sonra tercihleri yaptım ve 4 senelik bir okul büyük ihtimalle tutuyor. şimdiki plan, bir yandan çalışıp borç ödeyerek bir yandan okulu bitirmek. sonra askerlik ve bir işe girmek. bakalım neler olacak, sadece Allah bilir.. bu kadar yaşanandan sonra anladığım birşey var, o da "asla olmayacak" denen şeylerin bile gerçekleşebildiği. hiçkimseye güven duyulamayacağı. piyasada 30ytl için şerefini satan adamların olduğu. hayallere daldıktan sonra, bazı şeylere kesin gözüyle baktıktan sonra gerçekleşmeyince, insanın intihar bile edebileceği(başarabilseydim bu yazı, bu site olmazdı ![]() zamanla öğreniyoruz yaşamayı.. o kadar zor ki yaşamak.. Bu Kategorideki Yazılar: < we're all so afraid to die.. || telekom sux > yorumlar
|
||||
galeri.son6![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
copyright Ajax'ın bokunun çıktığı arsız site powered by Hasta Blog v2
|